Miyom… “Huyu ‘iyi’ olsun yeter”
Kanserleşme riski düşük olduğu için ‘iyi huylu’ olarak adlandırılan miyomlar, kadınların korkulu rüyası olmaya devam ediyor. Miyom, daha çok anne adaylarında görülüyor. Miyomlar kadın hastalıkları arasında en yaygın olan rahatsızlıklardan birisidir. Uterus kasından kaynaklanan miyomların kanserleşme olasılığı oldukça düşüktür. Bu nedenle ‘iyi huylu’ denilen miyomlar, buna rağmen halen kadınların kabusu oluyor. Miyomlar, özellikle hamilelik yaşayan anne adaylarında daha sık görülüyor. Hamilelik döneminde yapılan ultrason muayenelerinde her 100 kadından dördünde miyoma rastlanıyor. Peki, “iyi huylu ” olarak bilinen miyomlar karşısında ne yapmak gerekir? KAS DOKUSUNDAN ÇIKIYOR Rahim bir kas kütlesidir ve bu kas dokusundan çıkan tümörlere miyom diyoruz. Rahimdeki bu kas kütlesi tabiat tarafından, doğum esnasında kasılıp, çocuğu rahimden dışarı atmak için gereklidir. RAHİM DIŞINDA DA BÜYÜYOR Kadınların yüzde 20’sinde ve 35 yaş üstü kadınların yüzde 40’ında miyom görülüyor. Bunların çoğunluğunda hastanın şikayeti olmuyor; sadece elle ya da ultrason muayenesinde anlaşılıyor. Miyomlar rahimden çıktıkları zaman rahmin dışına doğru büyüdükleri gibi, rahim duvarının içinde kalıyor veya rahmin içine yani adet olunan, kanayan rahim içi boşluğuna doğru genişliyor. Ancak, çok büyük oldukları zaman anlaşılabiliyor. Rahmin içine doğru büyüyenler ise çok küçükken dahi adet kanaması düzensizlikleri yaratarak hastayı uyarıyor. Rahim duvarı içinde kalanlar ise adet esnasında şiddetli ağrılara yol açabiliyor. BELİRTİLERİ NELERDİR? İdrar torbasına baskı yapan miyomlar, sık sık idrara da çıkartıyor. En sık rastlanılan şikayet ise adet kanamalarının artması ve uzaması. İki adet arası fazladan kanamalar genellikle miyomlarda görülüyor. Bu kronik uzayan adet kanamalarından dolayı genellikle hastalarda kansızlık durumu ortaya çıkıyor. Diğer belirtilerine gelince; kasık ağrıları, ilişki sırasında ağrı, adet sırasında ağrı, devamlı bel ve ön bölge ağrısı gibi şikayetler de yaşanıyor. Ama yine de, miyomların yaklaşık yüzde 50’sinin çoğu tesadüfen bulunuyor. Kadınların birçoğunda görülen miyomların kesin bir oluşum nedeni olmadığı belirtiliyor. Genellikle ailesel olduğu; yani miyomu olan bir kadının annesinde, kardeşinde veya anneannesinde miyom olma şansının yüksek olduğu vurgulanıyor. Daha çok ‘iyi huylu tümörler’ olarak adlandırılan miyomlar arasında, nadiren de olsa kanserleşme riski görülüyor. Ancak bütün miyomlar genelinde kanser olma riski yüzde 5’in altında seyrediyor. HAMİLELİKTE TEHLİKELİ Mİ? Anne adaylarındaki miyomun yeri, büyüklüğü ve geçmişte yaptığı şikayetlerle ilgili olarak gebeliğin devam edip etmeyeceğine karar veriliyor. Hızlı büyüyen miyom, kan damarlarını besleyemiyor. Bu durum da aynı kalp krizi ağrısı gibi rahimde de ağrı yaratabiliyor. Gebelikte oluşan miyomlara mümkün olduğunca dokunulmuyor; sadece yakından takip ediliyor. KENDİLİĞİNDEN KÜÇÜLÜYOR Östrojen nedeniyle büyüyen miyomlar, östrojenin az olduğu menopoz sonrası dönemde kendiliğinden küçülebiliyor. Bu yüzden menopoz dönemine yaklaşmış kadınlarda miyomlara müdahale etmek yerine, beklemek tercih ediliyor. Tabii ki, bu dönemde de miyomlar yakın takip gerektiriyor. TEDAVİ YOLLARI… Kısırlık, şiddetli adet kanaması, uzayan adet kanamaları, idrar sıklığı veya kasık ağrılarına neden olmayan miyomlara dokunulmuyor. Bu miyomlar altı ay boyunca takip ediliyor. Ancak, ‘Premenopoz’ denilen, zaman içerisinde büyüyen miyomlarda çoğu kez menopoza ulaşamadan hastanın şikayetleri ve kanamaları çok arttığı için ameliyat gerekli oluyor. Miyomların büyüklüğü 7-8 cm ‘e geldiği zaman, herhangi bir rahatsızlık yaratmasa da alınmaları uygun görülüyor. Ayrıca hızlı büyüyen miyomlarda nadir de olsa kanserleşme riski olduğu için bunların da alınmasına sıcak bakılıyor. Öte yandan, kısırlık sorunu olanlarda rahmin içine doğru büyüyen miyomların alınması ve 5 cm üzerindeki miyomların da çıkartılmasında fayda görülüyor. Tek hastadan 40 miyom KADIN rahminde ortaya çıkan miyomlar, her ne kadar tehlikesiz gibi görünse de, rahatsızlık veriyor.Miyomlar çoğu zaman birden çok oluyor. Ameliyat gerektiren durumlarda, çok sayıda miyomun tek tek temizlenmesi gerekiyor. Prof. Dr. Teksen Çamlıbel de,”Ben kendi pratiğimde aynı hastadan 40 tane miyom çıkarttığımı bilirim” diyerek, miyom sayısının hasta-dan hastaya değişebileceğini vurguluyor. Kısırlığa neden oluyor mu? MİYOMLARLA kısırlık arasındaki bağlantının yıllardır tartışıldığını söyleyen Prof. Dr. Teksen Çamlıbel, “Biz tüp bebek uzmanları olarak bu konuda özellikle çok geniş araştırma ve çalışmalar yapmış bulunmaktayız. Günümüzde varılan nokta şudur ki; miyomlar genellikle kısırlığa neden olmaz” diyor. Ancak miyomlar, rahmin bebeğin büyüyeceği iç boşluğunun şeklini değiştirecek bir haldeyse ve hastada da çocuk sahibi olamama sorunu varsa, ‘operatif histereskopi’ denilen bir yönteme başvuruluyor. Bu yöntemle miyomların alınmaları, gebelik şansını arttırıyor. Bu durum özellikle tüp bebek yaptırmak isteyen hastalarda önem taşıyor. Son karar hastanın RAHİM duvarının içinde olan, rahim dışına doğru büyüyen ya da boyu 5 cm in üzerindeki miyomlarda ameliyat öneriliyor. Bu durum daha çok çocuk sahibi olmakta zorluk çeken, yani infertilite (kısırlık) denilen olguları kapsıyor. Bazı durumlarda rahmin alınması da gerekiyor. Ancak hekimler bu konudaki son kararı hastaya bırakmayı tercih ediyor. Hasta ailesini tamamlamış ve menopoz dönemine de yaklaşmışsa miyomların değil de rahminin alınması daha doğru bir yaklaşım olarak görülüyor. Menopoz sonrası miyomlarda ise herhangi bir değişme yoksa ameliyata gerek duyulmuyor. Prof. Dr. Teksen Çamlıbel